14 Nisan 2009

“Lan internet, lan bilgisayar, lan msn!!! Sizin yüzünüzden manyak oldum. Sizin yüzünüzden 3 öğün yemeğimi yarım saate sıkıştırıyorum artık. Şu koltuğa japon yapıştırıcısıyla zamklandım sanki. Resmen kök saldım monitörün önünde. Otlaştım. Tomurcuklar açıyorum artık. Yeni yaşamlara fırsatlar tanıyorum ama benim hala canım sıkılıyor. Anlamıyorsun beni... Anlamıyorsun bilgisayarım. Anladığında iş işten çoktan geçmiş olacak. Hain bir virüsün casus RNA'sıyla orijinalliğimi kaybedeceğim önce. Kendi DNA'mın değil, şerefsiz bir virüsün yaşam-kalım makinesi olacağım. İçimde copy paste olan binlerce virüs beni parçalayacak sonra ve sana bulaşacak. İşte o zaman sadece benim için değil, senin için de çok geç olacak bilgisayarım. Göreceksin."
GM

Adeta teknolojinin ve özellikle internetin hayatımıza müdahale etmesine verdiğimiz izinlerden dolayı yüzümüze farkında olmadan yediğimiz yumrukları anlatan bu sözleri aşağıdaki video ile özdeşleştirmek istedim.

'Slow Motion Punches to Face' - 'Yavaşlatılmış görüntü ile Yüze Atılan Yumruk'


Amacını x'i bulmak, beyin kası yapmak, dünyayı kurtarmak olarak özetleyen, şizofren günlükleri ile kişisel git-gel yaşadığını internet âleminde afişe eden, DNA’sını neden sonuç ilişkisi yardımı ile çözümlemeye çalışan, Oscar Wilde’nin "Aptallık en büyük günahtır" sözünü benimseyerek, Konversten karşıtı bir yazarın güncesidir.

Yer yer iyi, süper, harikulade… esprilerin yer yer de farklı bir espri anlayışı ile gıcıklığa doğru giden yazıları ile karşılaşabileceğiniz bu blogda; okuma, anlama, ders çıkarma yoktur. Farklı noktalardan, farklı konulara espri dairesi sınırları dâhilinden ya da haricinden ezberleri bozmaya çalışan yaklaşımlar vardır.

”Mühendis-i Geyik” okuyucuları belli bir salamura süresinden sonra; geyikçi, geyik uzmanı, geyik mühendisi, geyik mezunu, geyikist, gibi unvanları almayı hak ederler.

Açık ve seçik bir yazım diline sahip, şöyle ki; ’Okurken zorla memnun kalmaya çalışmayın! Yazıdan cacık olmayacak gibiyse somurtun. Tepkinizi gösterin.’ “Eleştirilmek istenen, başarmayı da istemiş olmaz mı?” Sorusu akıl karı değildir birçoğumuz için. Hatta eleştirilmek dünyanın sonudur. Kimlik, kapasite, eğitim vs. sorgusu yapılır. Oysaki, eleştirilebilen her şey gelişime açıktır. Gelişime açık olan illa ki bir gün gelişecektir. Tabi sadece karşı tarafın eleştirisini bekleyerek gelişmeyi ümit etmektense, kendi öz eleştirimizi yapabilmek ve kendi gelişimimizde kendimizin gelişime katkı oranını %50 den yukarıya çıkarmamız, birey olabilmemiz için daha faydalı bir yoldur. (Shortcut)

Blog yazarı kendine güveniyor; ‘bu kadar bilimsel başka bir site daha bulamazsın bu âlemde’ şeklinde de iddialı. Kişisel tavsiyem; Dilbert’i sevmeyenler okumasın…” Şartlar hazırsa, buyrun

Dilbert's Mother: Can he live a normal life?
Doctor: No, he will be an engineer

Dilbert Cartoon- Engineers


Yorum
İçimden Geldiği Gibi dedi ki...
bloğunuzun bu yüzüde çok güzel olmuş.Özellikle son yazıların gösterildiği şu üstteki slayta bayıldım...ara arada olsa bloglar hakkındaki seviyeli yorumlarınızı okumak isterim.sağlıcakla kalın...
Sade dedi ki...
Çok teşekkürler... 'Blogger Zinmag Primus 2.0 Teması' nı kullanıyorum. Blogumda da Türkçe tema düzenlemelerini anlatmıştım. İsterseniz anlatım bu adreste Her zaman beklerim.
Geyik Mühendisi dedi ki...
Çok eğlenceli bir yazı olmuş. :) O yumruklama olayını video ile görselleştirmen ve yine en alttaki diyalog kopardı beni. Teşekkürler :)
Sade dedi ki...
:) Geyik mühendisinin kalite kontrolünden geçebildiysem ne ala!
Adsız dedi ki...
süper bir anlatım;)